İŞ YERİNDE PSİKOLOJİK TACİZE DAYALI SALDIRGANLIK - MOBBING
Dr. Cahit Karakuş
2011
Psikolojik taciz; işyerinde istenmeyenleri yıldırmak, dışlamak, etkisizleştirmek için çalışanların duygusallığına yapılan saldırılardır. Suiistimale dayanan psikolojik şiddetin temelinde; bencil kişilik, kapalı kapı politikası, çatışma çözme yetersizliği, kıskançlık ve empati eksikliği gibi hatalı davranış sergileyen saldırganlar bulunmaktadır. Psikolojik şiddete uğrayan mağdurda işten ayrılma, özgüven kaybı, yeni iş bulamama korkusu, tükenmişlik hissi, performans düşüklüğü, stres ve depresyon gibi olumsuz davranışlar görülmektedir. İşyerinde psikolojik tacizle mücadelede, mağdurun kendisi kadar; işveren, iş arkadaşları ve nihayetinde tüm toplum tarafından konunun önemsenmesi gerekir. İşyerinde psikolojik taciz ile mücadele etmek ve durdurmak için önce ne olduğunun çok iyi bilinmesi gerekir.
Cinsel tacizin yanında psikolojik tacizde kişilik değerlerini ihlal eden sebeplerden sayılmaktadır. Bütün ahlaki değerlerin temeli onurdur, şereftir ve haysiyettir. Psikolojik taciz, Fransız hukukunda bağımsız bir madde olarak vardır. 1997’den beri Alman Federal Mahkemesi’nin kararlarına da girmiştir. Günümüz çalışma hukukunda vazgeçilmez bir kavramdır. Türkiye de ise “İşyerlerinde Psikolojik Şiddetin Önlenmesi” başlıklı genelge 19 Mart 2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Psikolojik şiddet ya da taciz, hiçbir fiziki müdahale olmaksızın tekrarlanan psikolojik baskıyı içerir. İstenmeyen bir çalışana sürekli verimsiz ve yetersiz olduğunun söylenmesi, aşağılayıcı ifadelerle suçlanması, dışlanması bu kapsamda görülmektedir. İntihara sebep olabilir.
Psikolojik tacizde, işyerinde istenmeyen bir çalışanın çevresi sinsice ya da gözünün içine bakıla bakıla kuşatılır, sıkıntı verilerek ondan kurtulmak hedeflenir. Mağdura karşı kasıtlı ve planlı psikolojik tacize dayalı saldırı stratejisi uygulanır; etrafında gergin bir hava yaratılır, sert davranışlar, azarlamalar ve gözdağı vermeler sürekli tekrarlanır. İşi gizlice sabote edilir. Mağdurun en ufak bir hatası, ağır suçlamaların ve hakaretlerin bahanesi olur. Genellikle dönemsel değerlendirme toplantılarında belirtiler kendini göstermeye başlar. Yok saymaya yönelik davranışlara maruz bırakılan mağduru psikolojik olarak çökertip işten ayrılmasına sağlamak için gizli, organize ve kurgulanmış süreçleri içeren etik olmayan eylemler başlatılır. Önce mağdurun işinden ya da görevinden ayrılmasının kendisi için hayırlara vesile olacağı konusunda ikna edilmeye çalışılır! Mağdur direnir ve ret ederse psikolojik tacize dayalı yıldırma süreci başlatılır. Saldırganlar tek başlarına hareket etmezler, çakal gibidirler, grup halinde her yönden saldırıya geçerler. Mağduru bulunduğu pozisyonun çok altındaki bölümlere göndermeye çalışırlar. Şaka yapıldığını sanan mağdur, ısrara ettiklerinde, işin ciddiyetini fark ettiğinde “bunun kabul edilemeyeceği, böyle bir talepte bulunmalarının, insan haklarına aykırı olduğunu” söylediğinde çok fazla diretmezler. Mağduru kurbana dönüştürmek için geri çekilir gibi yaparlar, hatta belirli bir süre geri çekilirler, saldırmazlar, beklerler. Sonuç almak için bu tür psikolojik tacize dayalı saldırıları, dönemsel olarak sürekli tekrarlarlar. Mağdur kızıştırılıp gücü ve hareket kabiliyeti test edilir, saldırıya zorlanıp reaksiyonları ortaya çıkartılır, kuvvetli ve zayıf noktaları belirlenir. Gerçek durum mağdurdan saklanır. Mağdur için direnmeleri imkansız olan durumları oluşturur ve tekrar saldırıya geçerler.
Sayıklama karşısında humma, öfke karşısında kudurma ne ise hayaller görerek kendinden geçen, düşündüklerini de keramet sanan saldırganlar, bütün suçları kendileri gibi düşünmemekten ibaret olan mağdurlarını darağacına hiç çekinmeden gönderen yargıç gibi davranarak aşağıda belirtilen hareketleri yaparlar;
Mağdurun iş yerinde kullandığı eşyaları kayıp ederler veya bozarlar, yerine yenisini koymazlar.
Mağduru kontrol dışı tepki göstermesi için kışkırtırlar, doğrudan doğruya dahil olacağı kavga ve çatışma çıkması için tartışma başlatırlar.
Mağduru çok rahatsız olacağı ve istemeyeceği bir yerde, yetenek ve becerisinin çok altında veya uzmanlık alanına girmeyen işlerlerde çalıştırmaya zorlarlar, daha düşük ücret verirler.
Mağdur toplantıya geldiğinde konuşmayı hemen keserler, konuyu değiştirirler, işi ile ilgili önemli gelişmelerden haberdar etmezler, etkinliklere çağırmazlar.
Mağdurla ilgili çeşitli söylentiler çıkarırlar; kulaktan kulağa fısıltılar yayarlar.
Mağdura, gözlendiğini ve takip edildiğini hissettirirler. İşe geliş gidiş saatlerini, telefon konuşmalarını, çay ya da kahve molasında geçirdiği zamanı ayrıntılarıyla kontrol ederler.
Mağdurun fikir ve önerilerini sormamaya veya dikkate değer bulmamaya başlarlar.Görünüşü ve fikirleri ile alay ederler, sürekli eleştirirler veya küçümserler. Sözlü veya yazılı soru ve taleplerine yanıt vermezler, tüm önerilerini ret ederler.
Tüm bu etik olmayan davranışlara maruz kalan mağdur işe gitmek istemez; yılgınlık başlar.
Mağdurun işyerinden alacağı gelir, onun her şeyidir. Ekmeği elinden alınmak üzeredir, onuru ve haysiyeti ile oynanmıştır. Etik değerler yok sayılmıştır. Strese dayalı sağlık sorunları başlar. Direnecek gücü kalmamıştır, derdini anlatacak, destek alacak kimseyi bulamaz, herkes ondan kaçmaya başlamıştır. Mağdurun direnme, hakkını arama gücü kalmadığı için hastalanır, ruhsal ve fiziksel sağlığı bozulur. Aşağıda sıralanan rahatsızlıklar kendini göstermeye başlar;
Depresyona girer, dikkatini toplayamaz, elleri terler ve titrer, baş ve sırt ağrıları ile mide ve bağırsak rahatsızlıkları kendini gösterir.
Anlamsız korkular ve heyecanlara bağlı yüksek tansiyon oluşur.
Terk edilmişlik duygusu yaşar, özgüven ve özsaygısını yitirmeye başlar.
İleri aşamalarda deri üzerinde döküntüler ve kaşıntılar ve daha ağır olgularda travma sonrası stres bozukluğu meydana gelir.
Mağdur tedavi görüp işine geri döndüğünde taciz edici, sevimsiz davranışlarında biraz azalma görülür. Timsah gözyaşlarına dayalı davranışın nedeni, mağdurun dava edeceğinden korktukları içindir. Zihinsel düzeyde oluşan değişiklikle birlikte mağdur, çok alıngan bir kişi haline gelir. Mağdurun kesinlikle konusunda iyi bir uzmana ve uygun ilaç tedavisine gereksinimi vardır. Ayrıca, işyerinde kurban seçilerek kendisine uygulanan psikolojik taciz süreci sonucunda düşürülmüş olduğu durumun, hukuki açıdan incelenmesi ve konunun uzmanı hukukçular tarafından, gerekli girişimlerin yapılarak kurbanın haklarını koruyucu çözümlerin bulunması gerekmektedir.
Psikolojik tacizi uygulayanlara saldırgan ya da tacizci; mağdurlara kurban; izleyicilere röntgenci ya da dikizci denir. Dikizciler aslanın avını yakaladığı anda kendisini ilgilendirmez gibi seyredenlere benzerler. Birde mağdura dost gibi görünüp onu tuzağa düşürenler vardır ki onlara da keklik denir. Kafesteki keklik ötmeye başladığında etrafındaki tüm kekliklere yanına gelmelerini, etrafta hiçbir tehlike olmadığını öterek bildirir.
Kimdir bu psikolojik işkence uygulayan tacizci saldırganlar:
Bencildirler. Kimsenin bilmesini istemedikleri acılarını ve kabul etmeyi reddettikleri iç çatışmalarını bir başkasına yükleyerek dengelerini bulmaya çalışan kişilerdir. Kendilerini büyük bir güç, engin bir deha, kusursuz bir güzellik ve mükemmel bir varlık olarak gördükleri için, her şeyi hak ettiklerine inanırlar.
Aşağılık kompleksleri vardır. İçlerindeki öfkeyi engelleyemedikleri ve problemleriyle başa çıkmayı başaramadıkları için başkalarıyla uğraşırlar. Mağdurun duygu ve düşüncelerini aşağılayarak egolarını tatmin etmeye çalışırlar. Hedef aldıkları kişileri, işlerini kaybetmek veya işlerini değiştirmekle tehdit ederler. Her şeyin onların söylediği şekilde yapılmasını isterler ve sürekli amirin veya patronun kendileri olduğunu ya da üst patronun kendi yanlarında olduğunu hatırlatırlar. Aradıkları kişiyi, yerinde bulamamalarına tahammülleri yoktur.
İkiyüzlü yılanlardır. Başkalarının üstünlüğünü, başarılarını ve yükselmelerini hazmedemedikleri için devamlı kötülük peşindedirler. Karşısındakini strese sokmak ve mahvetmek için devamlı yeni yollar ararlar. Yaptıkları her şeyin çok iyi bilincindedirler. Saldırganlıklarını gizlemek için sürekli gülümserler. Arada bir iyilikler de yaparlar. Başkalarına kendilerini iyi gösterirken hedeflerine karşı sürekli kaba davranışlarda ve olumsuz yorumlarda bulunurlar. Mağdura karşı hiçbir şekilde esnek davranmazlar.
Megalomanlardır. Kendilerini büyütme gereksinimi ve numara yapma, kişiliklerinin en önemli özelliklerinden olan megalomanlar, kendilerine güvensizliklerini, başkalarına karşı kıskançlık, nefret ve saldırganlık şeklinde yansıtırlar.
Hayal kırıklığına uğramışlardır. Çalışma yaşamı dışında yaşanan tüm olumsuz duygularını, tüm yetersizliklerini veya kötü deneyimlerini, işyerinde başkalarına yansıtırlar. Başkalarına karşı kıskançlık ve haset duyguları mevcuttur.
Bir işyerinde uygulanan psikolojik tacizin, o işyerine getireceği zarar, çoğu kez böyle bir yola başvuran yönetim veya işveren tarafından değerlendirilip hesaplanmamaktadır. Bir işyerinde çalışan birey, ruhsal veya fiziksel açıdan hastaysa ve doktora gitmek veya dinlenmek için izin alıyorsa, işe gelmiyor demektir. Ancak o işyerinde çalışıyor gözüktüğü için maaşı, kendisine ödenmek zorundadır. İşe geldiği günlerde ise gösterdiği performans, normalin altındadır. İşiyle gerektiği gibi ilgilenememekte ve dikkatini toplayamamaktadır. Yaşadığı depresyon, onu tüm ağırlığıyla etkisi altına almıştır. Bir birey, örgüt stratejisi olarak kendine uygulanan psikolojik tacize ne kadar fazla direnirse, firmanın ödeyeceği bedel de o kadar yükselecektir. İşyerinde psikolojik taciz, fiziksel işkence ile aynı derecede tazmin edilmek zorundadır.
Psikolojik taciz konusunda, çalışanlar bilinçlendirilmeli ve duyarlılık artırılmalıdır. Çalışanın çaresizlik karşısında duyduğu korku ve endişeyle kendi içinde, tek başına mücadele edebilmesi çok güçtür. İnsanlar, bir olguyu tanımayı öğrendikleri takdirde, önceden yaşamış oldukları veya şu anda yaşadıkları deneyimlerini çok daha gerçekçi bir bakışla değerlendirebilirler. Ayrıca bir olgudan ve bu olgunun yarattığı zararlardan kaynaklanan korkunun şiddeti de, karşılaşılan şeyin ne olduğu bilindiği takdirde büyük ölçüde azalacaktır. Yaşanılan olgu ve sürecin adı konduktan sonra işletmede önlemler alınmalı, çalışanlar bilgilendirilmeli, işyerinde psikolojik tacizle ilgili mücadele edilmelidir.