İlk yaradılışta insanlarda kuyruk var mıydı bilemem ama kuyruk olabilmek için çabalayan insanların sayısı çoğalmaya başladı.
Hayvanlar ise kuyruklarını çok değişik amaçlarla kullanırlar. Denge sağlamak, ilerlemek, ısınmak, sinekleri uzaklaştırmak, yön belirlemede dümen olarak hatta iletişim kurmak için…
Kuşların, sineklerin, kelebeklerin, arıların kanatlarından sonra en önemli uçuş organları kuyruklarıdır. Kuşların tüm kanat hareketlerinde kuyruk özel bir koordinasyon görevi görür. Kuşların uçarken kapanan kuyruk telekleri, bir yere konmak istediklerinde açılır. Ağaçkakanlar kısa ama çok sağlam tüylerle kaplı kuyruklarını ağaçların gövdelerine tutunmak için kullanırlar. Yırtıcı kuşların kuyrukları da avlanma tekniği için önem taşır. Örneğin doğanlar, atmacalar ve çaylaklar gibi ani manevralar yapmak zorunda olan türler genelde daha uzun kuyrukludurlar. Tavus kuşu gibi kuşlar kuyruklarını gösteriş için ve “ne kadar çekici olduklarını” ilan etmek için kullanırlar.
Kuyruk, tüm deniz hayvanları için en önemli hareket ve yönlenme organıdır. Suda yaşayan canlılarda, kuyruklar ile yüzgeçler koordineli biçimde çalışır. Balıkların kuyrukları, kuşlarınkinden farklı olarak, pullu, tüysüz ve esnektir. Balıkların su içindeki manevralarında, kuyrukları hidrodinamiğe uygun olarak yaratılmış tamamlayıcı bir organdır. Balıkların yüzüşünde dikkat çeken; kuyruk, gövde ve yüzgeçlerin birbiriyle kusursuz uyumudur. Balıklar kuyruklarını suyun içinde ilerlemek için kullanırlar. Su samuru gibi hayvanlar kuyruklarını suyun içinde yönlerini belirleyen bir dümen gibi kullanırlar.
Timsahlar güçlü kuyruklarını etrafa savurarak kendilerini koruma amaçlı kullanırlar.
Boyut olarak küçük olan hayvanlar hareket etmediklerinde hızla ısı kaybeder ve donma tehlikesi ile karşılaşırlar. Bu da onlar için özellikle uykuda oldukları vakitlerde bir tehlike oluşturur. Her canlı türü için olumsuz dış şartlardan etkilenmemelerini sağlayacak korunma yöntemleri vardır. Örneğin sincap gibi canlılar kalın bir kürke benzeyen kuyruklarını vücutlarının etrafına sarmalayıp, bir top gibi kıvrılarak uyur. Sincapların kuyrukları tıpkı bir palto gibidir. Soğuk havalarda uyuduklarında sincaplar kuyrukları sayesinde donmaktan kurtulur.
Tilkinin tüylü kuyruğu da bir tür denge organıdır. Vücudunun küçüklüğüne göre oldukça kalın ve tüylü bir kuyruğa sahip olan tilki, avını hızla kovalarken kuyruğunu dengesini kaybetmeden yön değiştirmek için kullanır.
Kedi ve köpekler kuyruklarını konuşmak için kullanırlar. Kuyruklarını nasıl tuttukları ne hissettiklerini gösterir. Köpeklerde kuyruklar bir iletişim aracı gibi işlev görür. Köpekler, kendi aralarında ve insanlarla olan iletişimlerinde tepkilerini, duygularını kuyruk hareketleriyle anlatırlar. Örneğin köpekler, sahiplerine sadakat göstermek için kuyruklarını aşağı doğru kaydırarak bacaklarının arasına kıstırırlar. Bir tehlike anında ise kuyruklarını dikerler. Saldırı anında kuyruklarını daha dik hale getirirler. Tehlike geçince kuyruklarını indirir, güvende olduklarının ve sadık kalacaklarının mesajını verirler. Bir köpeğin mutlu ve neşeli olup olmadığını anlamak için, gözlerinden ve yüzünden çok, kuyruğu fikir verir: Kuyruğunu yavaş yavaş sağa sola sallıyorsa bu halinden memnun olduğunu gösterir.
Sincapların pek çok canlıda olduğu gibi kendi aralarında kullandıkları haberleşme yöntemleri vardır. Örneğin kırmızı sincaplar düşman gördüklerinde kuyruklarını sallar ve heyecanlı sesler çıkarmaya başlarlar. Bu haberleşme yöntemlerinin dışında yüksek dallarda koşarak hareket edebilen sincaplar kuyruklarını denge sağlamak için de kullanırlar. Yönlerini de kuyruklarını çevirerek değiştirirler. Sincapların kuyrukları bir geminin dümeni ile aynı işlevi görür.
Kertenkelenin renkli ve parlak kuyruğunun amacı dikkat çekmektir. Kertenkeleyi avlamak isteyen düşmanı öncelikle kuyruğa yönelir, oysa ki kuyruğu hayati bir organı değildir. Düşman kuyruğunu kaptığı anda kuyruk da kertenkeleden ayrılır. Omurunun içinden kopan kuyruk kısa sürede yenilenir.
Güney Amerika'da yaşayan bir deve türü olan Guanacolar düzenli sosyal yaşama sahip olan hayvanlardandır. Guanacolar ailelerini, beraber yaşadıkları sürülerini ve yaşadıkları bölgelerini tehlikelerden uzak tutmak için birbirlerine mesajlar gönderirler. Haberleşirken kulakla işaret gönderme, mırıldanma, çömelme, tükürme, göğse vurma, kuyruk sallama gibi pek çok hareketi kullanırlar. Guanacolar vücut duruşları ile de mesaj gönderirler. Zamanlarının çoğunu kendi yerleşim bölgelerinin sınırlarını belirlemekle geçiren yetişkin erkekler için vücut duruşu özellikle önem taşımaktadır. Yabancı bir erkek yaklaştığında o bölgeye hakim olan erkek, kuyruğunu havaya kaldırarak ani bir şekilde dimdik ayağa kalkar. Boynunu kıvrılmış bir S şekline getirir, kulaklarını arkaya doğru yatırır ve burnunu yukarı doğru kaldırır. Bu şekilde Guanaco düşmanına gözdağı vermiş olur.
Oldukça güçlü ve kıvrak olan maymun kuyruğu kıvrılabilir, hatta düğüm bile olabilecek özelliktedir. Maymunlar yaklaşık 70 cm kadar uzayan kuyruklarını bir kol gibi kullanıp ağaçlara tutunmakta, meyveleri taşımakta kullanırlar. Bazı maymunlar kuyruklarını beşinci ayak gibi kullanırlar. Elleriyle yemek yerken kuyruklarıyla ağaç dallarına tutunurlar.
Kangurunun son derece kalın ve kaslı olan kuyruğu, zıplamasını sağlar. Güçlü kuyruğunu bir yay gibi kullanan kanguru, kuyruk kaslarına depoladığı enerjiyi her sıçrayışta boşaltır ve yeniden doldurur. Kanguru için kuyruk sadece zıplarken değil, dururken de son derece önemlidir. Kangurular dinlenirken kuyruklarını bir baston gibi kullanırlar. Kanguru gibi hayvanlar güçlü kuyruklarını dengelerini sağlama ve kendilerini koruma amaçlı kullanırlar.
İnek, at gibi hayvanlar kuyruklarını sinek ve uçan küçük böcekleri uzaklaştırmak için kullanırlar.
Soğuk bölgelerde yaşayan hayvanlar, yağ deposu olan kuyruklarını soğukta ısı kaybını önlemek için tıpkı bir battaniye gibi kullanırlar.