1994 ve 2001 yılarında finans dünyasının harika çocukları, manipülasyon ve spekülasyon yaparak Türkiye de mali kriz çıkarmışlardı. Komplo teorileri konularında uzman olan babaları ise panik ortamını oluşturarak harika çocuklara destek vermişlerdi. Babaları, siyasi ve ekonomik karışıklıklardan faydalanarak istedikleri zaman, planlı ve programlı panik ortamları oluşturma konularında birikimleri ve deneyimleri olan insanlardı. Çocukları ise yatırımcıları aldatmaya veya dolandırmaya yönelik finansal ve psikolojik manipülasyon yapmayı çok iyi öğrenmişlerdi.
Uzaktan ahbabımız olan Ahmet Bey, 1960’lı yıllarda kaymakamlıkta özel kalem müdürüydü. Zengin bir ailenin çocuğu olan Ahmet Beyin eğitimli ve kültürlü bir insan görüntüsü verirdi. Çok kalite giyerdi. Kendine bakardı. Bir gün kendisine emanet edilen silah ile şehre gitmiş. Pavyonda eğlenirken sağa sola ateş ettiğinden dolayı görevine son verilmişti. 3 çocuğu ile bizim mahalle de, ağaç kirişli çatısı olan bir kerpiç eve taşınmışlardı. Bir kış günü dışarıdan gelen bağırtı ile uyanıp dışarıya fırladığımızda Ahmet Bey ve çocuklarının oturdukları evin çatısının üzerlerine çöktüğünü gördük. Kendisi ve çocukları kurtarıldığında herkesi hayrete düşüren bir manzara ile karşılaştık. Ahmet Bey çatıyı taşıyan ağaç kirişleri birer ikişer seyreltip, bir şey olmaz deyip ısınmak için sobada yakmış. Yoğun kar yağışında çatıyı taşımada destek olan kiriş sayısı o kadar azalmış ki bunun sonunda çatı üzerinde biriken karın ağırlığını taşıyamaz duruma gelip, çökmüştü. Hiçbir eğitim almamış ve okuma yazma bilmeyen Hatice Teyze’nin söylediği söz hala kulaklarımda çınlamaktadır. “Bizim de yakmak için odunumuz yok, lakin hiçbir zaman evimizin kirişlerine dokunamayız. Çünkü üzerimizdeki çatı hayatımızı devam ettirmede vazgeçemeyeceğimiz evimizin örtüsüdür.”
2000’li yılların iş ve siyaset dünyasında, özel olarak yetiştirilen harika çocuklar; çıkarları için bir şey olmaz deyip şirketlerin ve piyasanın temel taşlarını birer ikişer yerlerinden oynattılar, oynatmaya devam etmektedirler. Tüm bunları yaparken sergiledikleri pervasızlıklar kontrol edilemez boyutlara ulaşmıştır. Kendilerini her konuda haklı görmelerinden ve durdurulamadıklarından dolayı zaman içinde azgınlaştıkları da görülmektedir. Kendilerini büyük bir güç, engin bir deha, kusursuz ve mükemmel birer varlık olarak gördükleri için, her şeyi hak ettiklerine inanırlar.
John D. Rockefeller (1839-1937) “ Kazanan kapitalizm olacaktır. Çünkü komünizm rekabeti ortadan kaldırıyor” demiştir. Oysa bizzat kendisi piyasada rekabeti ortadan kaldırmak için her türlü oyunu tezgahlamıştır. Rocktefeller’in söyledikleri doğrultusunda kazanın kapitalizm olduğu ve rakipsiz olduğu 1990’lı yıllarında doğrulanmıştır.
ABD de başlayıp tüm dünyayı sarsan 2008 mali krizini incelediğimde, sadece bizde değil başta ABD olmak üzere tüm dünyada, harika çocukların, kendilerine ait mali krizlerini yaratmış olduklarını gördüm. Özellikle finansal iş dünyasında etkin olan harika çocukların icatları olan denetlenmeyen sanal mühendislik uygulamaları krizi tetikleyen en önemli unsur olmuştur. Amerika da bazı büyük finans gruplarında yönetici olarak çalışan harika çocuklar, şahsi kazanç gözeterek çok riskli maceralara giriştiler. Finansa yönelik denetlenmeyen sanal mühendislik uygulamalarını en abartılı uygulayan ülke ABD idi ve bu nedenle kriz orada başladı. 2006 yılında krizin ilk belirtileri ortaya çıktığında gerekli önlemlerin alınması harika çocukların akıl hocaları tarafından engellendi. Hem ABD hem de dünya, kapitalizmin harika çocukları ve onların akıl hocaları tarafından kandırıldı. Bunlar aşırı cüretkarlığa dayalı maceracı anlayışta kar, prim ve maaşlarda astronomik ücretler alan kendi yönetici profillerini geliştirdiler.
Finansa yönelik sanal mühendislik uygulamalarının temel felsefesi yüksek karların cazibe oyunudur. Bu oyunun temel kuralı, yönetimin gerçekleri görmelerinin engellenmesi ve kandırılması üzerinedir. Böylece;
Emek harcanarak biriktirilen tasarruflar, birkaç saniye içinde, bankacıların bile anlamadığı alengirli yöntemler ile ya yok edildi ya da bine katlandı.
Harika çocuklar ve onları yaratan akıl hocaları tarafından gerçekleştirilen etik olmayan oyunlar finans ve ekonomi dünyasında bir düzen bozukluğu meydana getirmiştir. İnsanlar olup bitene baktığında, dürüstçe çalışıp kazanmanın yollarını neden arayayım ki sorusuna yanıt bulmaya başladılar. Bunun sonucunda etik değerler kaybolmaya ve toplumsal doku bozulmaya başlamıştır. Harika çocukların yaşam süreçlerinde etik değerler olmadı, oldurulmadı. Vahşi bir kazanmaya ve her şeye sahip olmaya yönelik hırs hakim kılındı. Oluşan krizin ardından piyasanın denetimden bağımsız olarak istikrarlı ve optimal bir büyüme sağlayacağı yönündeki tüm tezler geçerliliğini yitirdi. Krizin çok büyük boyutta bir patlamayla sonuçlanmasında, finans dünyasını ve tekniklerini çok iyi bilen ve kazançlarını bütünüyle şirketin borsa değerine endeksleyen yöneticilerin çok büyük payları vardır. Başlayan mali krizin, istihdam, yatırım ve tüketim üzerindeki daraltıcı etkileri dalga dalga yayılacaktır.
Kapitalizmin harika çocukların sistemdeki boşlukları nasıl meydana getirdikleri çok iyi analiz edilmelidir. 80’li yılların ortasında bilgi teknolojileri ve finans sektöründe çok önemli gelişmeler yaşanmaya başlandı. Bilgi teknolojilerinde bilgisayar kullanımı yaygınlaştı ve iletişim teknolojilerinde hızlı gelişmeler meydana geldi. Finans piyasasında ise kapital ile üretime dayalı yatırım ayrıştırıldı. İlk başlarda kapitale sahip olanlar yatırımı ve üretimi önemser gibi gözüktüler, fakat sonradan tam tersi davranışlar sergilediler. Her şeyin sanallaşmaya başladığı günümüz yönetim anlayışında harika çocuklar gelişen finans dünyasında yönetici olarak yerlerini çok hızla aldılar. Mantar gibi ürediler yoksa üretildiler mi tam olarak anlayamadım. Bunları ilk gördüğümde her konuda çok bilgili olduklarına dair görüntü veriyorlardı. Sürekli konuştuklarını görünce kendileri dışındaki diğerlerinin hiçbir şey bilmediklerine kesin olarak inandıklarını anladım. Sorguladığımda çok iyi okullarda okumuşlardı, çok sayıda yabancı dil biliyorlardı, çok iyi diksiyonları vardı ve beden dilini çok iyi kullanıyorlardı. Bu çocukların sürekli güç gözlüğü taktıklarını, güç takım elbisesi ve güç ayakkabıları giydiklerini gördüm. Birden fark ettim ki fiziksel olarak gerçek olan bu çocuklar aslında sanaldılar. Kişilik geliştirme kitaplarında yazan kalıplaşmış beden dillerini kullanırlarken eğitilmiş sirk maymunlarına benziyorlardı.
Harika çocukların çok iyi öğrendikleri ve uyguladıkları davranış, etraflarını çevirdikleri yöneticilerini çok hızlı yıldızlaştırmaları ve erişilmez yapmalarıdır. Yöneticilerinin erişilmez yıldızlar olduğunu gören çalışanlar ve paydaşlar birer ikişer geri çekilerek ya ortamdan kaybolurlar ya da harika çocuklar tarafından ortamdan buharlaştırılarak yok edilirler. Yönetimde rakip gördüklerinin ve istemediklerinin öz saygısını yok ederek sahip oldukları ayrıcalıkları hükmetmek ve dediklerini yaptırmada kullandılar. Hatta gelecekte yönetici olması muhtemel adaylar da harika çocuk tarafından tasfiye edildi. Hızlıca kendi yandaşlarını işe almaya başladılar ve çalışanların üst yönetime erişimini tamamen kestiler. İnsanlık onurunu rencide eden karanlık oyunlar bunlar için normal davranışlar olarak görüldü. Harika çocukların sahip olduğu en büyük yanlışlık ise kendileri gibi düşünmeyenlere, önemsiz olduklarını çeşitli davranışları ile hissettirmeleridir. Diğerleri kendilerini geliştirmiş ve yetenekli olsalar dahi ayrımcılık yapılarak küçümsenirler ve dışlanırlar. Geçmişten gelen başarıyı ve oluşturulmuş sinerjiyi emerler, sömürürler ve yok ederler. Üstlerinin beklediği yanıtları değiştirerek yanıltmayı alışkanlık haline getirirler. Üst yönetime sürekli manipülasyon yaparak büyümenin devam ettiğini, öz varlıkların sürekli değer kazandığını iddia ederler, hatta ispat için mali analiz oyunları oynarlar. Şirketin kötüye doğru gidişatını kimsenin özellikle üst yönetimin fark etmemesi için, gerçekleri bilenleri sindirmek için etik olmayan her türlü oyunu oynarlar.
Kurguladıkları sistemi sorgulayan tüm paydaşlara “düşünmenize gerek yok, sizin adınıza o işi biz zaten yapıyoruz, gerekirse de sizin adınıza biz yaparız” söylemleri olağanüstü mantıksal temel üzerine kurgulanır. Her şeyin kendi kontrolleri altında olduğu güvencesi ile üst yönetimin denetime yönelik tüm iletişim ve erişim kanallarını tıkarlar. Üst yönetim ya da patronlar harika çocukların verdiği bilgileri ön koşulsuz, araştırmadan, sorgulamadan, izlemeden doğru kabul etmeye başlarlar. Çünkü bu çocukların yazdıkları bilgisayar yazılımlarında çizdikleri grafiklerdeki oklar hep yukarıyı gösterir. Sistem sorgulanmak istenildiğinde ise karışıklığın olmaması için kendi koydukları yasa ve ilkelere uymanın gerekliliği ve önemi savunulur. Lazer kalemler ile grafiklerde yukarı doğru ilerleyen okların ucu gösterilir. Süreç içerisinde kurdukları sistem, yönetim değişikliğinden ve düzenlemelerden etkilenmeyen bir yapıya dönüşerek kendi yasa ve ilkelerini geliştiren ve uygulayan bir güce dönüşür. Sistem farklı düşünenleri, hataları sorgulayanları doğrudan düşman ilan eden bir yapıya sahiptir. Sonunda riskleri önemsemediklerinden kaotik ortam oluşur, baskı ve sindirmeden başka uygulayacakları hiçbir planları olmayan harika çocuklar, kendilerinin oluşturduğu karışıklığı krize dönüştürürler. Her şey karışır, ortada doğru olan hiçbir şey kalmaz, şüphe ve panik sisteme hakim olur. Finans sistemin parlayan yıldızları olan bu çocukların büyücü ruhları ile akrobatik hareketleri iyi izlendiğinde bunların siyasal ekonomiden zerre kadar anlamadıkları, yaptıkları işlerin ortak kazanma bir yana şirketleri, çalışanları hatta kendi aileleri üstündeki yansımaları hiç mi hiç dert etmedikleri görülmektedir. Uyarılara verdikleri tepki her zaman aşırı olan bu çocuklar batma anlarında, sağduyusuz hareket ederlerken bile onlara doğru uzatılan eli kendileri ile birlikte dibe çekmeye çalışırlar. Gerçekler ortaya çıkıp, şirket battığında ya da batmaya başladığında, batan gemiyi önce farelerin terk etmesi gibi şirketi de önce bizim harika çocuk terk ederler.
Harika çocukların ve onların babalarının önemsemedikleri yaptıklarının tümü göz önünde ve gerçek zamanlı film gibi gerçekleşiyor olmasıdır. İnternet, elektronik posta ve aynı cep telefonu, insanlarda dünyanın küçüldüğü izlenimini yaratmıştır. Bu gelişmeler bütün insanlar arasında anlık bağ kurulmasını, tepkime süresinin sıfıra inmesine, olayların yankılarını fazlalaştıran bir tepkimeye dönüşmesidir. Ağ teknolojilerindeki gelişmeler insanlara yeni ufuklar açmaktadır; İnsanlar artık gündelik gazeteleri okumak yerine evinden, ofisinden, hareket halindeyken tüm dünya basınını takip edebiliyor. Ayırt etmesini sahip olup işin özünü anlayan insanları kandırmak zorlaşmaktadır.
Harika çocuklar yükselen denizi hiç dert etmeden saldırmayı, oyun oynamayı başarı sanırlar. Deniz dalgaları yükselirken, önce istemediklerini batırsın diye yıkıcı dalgayı alkışlarlar. Harika çocuklar, günümüz dünyasında sanal olarak üremiştir ya da üretilmiştirler. Bu çocuklar insanlar arasında sağlıklı ilişkiler kuramayan, farklılıkları yönetmeyen, ortak değerler oluşturamayanların ürünüdür. Bunun gibi çocukların tümü kişilik ve davranış olarak birbirlerine o kadar çok benzerler ki sadece görüntüleri farklıdır, lakin robot gibidirler.
Bilgi edinme, bilimin gelişmesi ve bunun teknolojilerinin yansıması, sağlıklı yaşam için gereksinimlerin üretilip dağıtılması konularında yaşanan evrim, yükselen bir eğri izleyip hızlanırken; harika çocukların düşünce tarzı ve davranışları yetersiz bir gelişme sergilemiştir. Söz konusu harika çocuklarda görülen maddi gelişmeler trajik sonuçlar doğururken, manevi anlamda gelişimleri ise diğerleri ile aralarında büyük bir uçurumun oluşmasına neden olmuştur. Harika çocuklardan beklenecek en büyük tehlike nedir bilir misiniz? Büyücü ruha sahip olduklarına inanmaya başlamalarıdır. Eğer buna inanırlar ya da inandırılırlarsa uyarılara verdikleri tepki her zaman aşırı ve kontrol edilemez olur. Batma anlarında bile sağduyusuz hareket ederlerken onlara doğru uzatılan eli kendisi ile birlikte dibe çekmeye çalışırlar. Harika çocuklar mukayese etme yeteneğine sahip olmadığından, ön yargıların esiri olurlar. Ayırt etmesini bilmediklerinden, işin özünü anlamak istemezler, bu yüzden de herkesi çok kolay kandıracaklarına inanırlar. Doğruyu yanlışı ayırt etme yeteneğine sahip değildirler. Çünkü ezik doğmuşlar, ezik büyümüşlerdir, sahip olacakları güzellikleri görmezler ya da görmek istemezler. Sadece kendilerinin geliştiğine ve büyüdüğüne inanırlar. Diğerlerinin değiştiğini, geliştiğini görmek istemezler. Dünya değişir, bunlar değişmez. Harika çocuklar hiçbir zaman tehlikeler ile yüzleşmek istemezler, olacakları öngörüp, mevki tutmazlar, çünkü hep korunurlar hep kollanırlar.
Kriz alternatif bir arayışı gündeme getirecektir. Finans piyasalarının kendi kendilerini düzenleyeceği iddiası çöpe atılacaktır. Finans sektörü etkili denetim altına girecek, denetim boşluklarının, kuralsızlıkların oluşmasına izin verilmeyecek ve engellenecektir. Serbest piyasa ekonomisi kontrollü piyasa ekonomisi şekline dönüşecektir. Finans yönetimi, daha teknik, daha güncel, daha sığ ama daha efektif bir kadrolaşmayı gerektiriyordu, fakat şimdi daha beyinsel, daha derin, daha entelektüel bir yapıya geçilecektir. Sistem yeniden modellenecektir. Kendilerinin kurdukları denetim, kontrol ve izleme metotları günümüz yönetim anlayışında anlamını yitirmiştir. Özgüvene dayanan birlikte düşünen, farklılıkları ve fırsatları keşfederek hedefe birlikte yönelenler önemsenmeye başlanacaktır. Bu anlayışı kabul etmeyen sistemler her zaman kendilerini çatışma ortamında bularak, anlamlarını yitireceklerdir. Çalışanların yetenek ve katkılarına saygı duyan, insani değerlere derinden inanan, mükemmelliği, risk almayı ve yaratıcılığı geliştiren bir ortam yaratacak liderler istenmektedir. Günümüzde artık tek lider yok, herkes uzman olduğu konunun lideridir. Başarılı lider, işini en iyi bilen ekibe sahip olandır. Bir işletmenin önüne çıkan farklılıkları görmesi ve fırsatları hissedip kullanabilmesi, yetenekli insanların etkili bir iletişim tabanında yönlendirilmesi ile mümkün olacaktır. Unutulmaması gereken, bir bunalımın ertesinde yeni oluşumlar ortaya çıkar ve yok olup gidenin yerini almaya çalışır. Bu yeni oluşumun sürekliliği dayanacağı başarılara bağlıdır. Hayal kırıklığı yaratırsa az ya da çok hızlı bir biçimde zayıflamaya başlar ve ondan yararlananlar hiçbir zaman bunun farkında olamazlar. Sistemlerin var olma nedenini yitirmemesi için yöneticilerin, çalışanlar ve paydaşlarının özgüvenini kazanması ve planlanan geleceğe top yekun odaklanılması gerekir. Lider; mücadelesi çalışanları ile aynı olana, birilerinin hesabın görmeye kalkmayana, ayrımcılığı ortadan kaldırana, kendi eğilimlerinin izinden gitmeyene denir.