5G Teknolojilerinde
kullanılacak frekansların insan sağlığına etkisi
(Özet)
Dr. Cahit
Karakuş
Mobil
cihazlarda kullanılacak 5G ve 6G teknolojileri için tahsis edilen frekans
bantlarına yönelik üretilen iddialara bakıldığında,
sokaktaki insanların boğulacağı iddia edilmektedir. Çünkü
bu frekans bandları havadaki oksijen miktarını kritik seviyenin
altına düşürmektedir. İleri sürülen diğer bir iddia ise
vücudumuzda bulunan parazitler, mantarlar ve bakteriler mikrodalga
ışımasına maruz kaldıklarında kendilerini
savunmak için toksin üretirler ve hızlıca çoğalmaya
başlarlar. Vücudumuzun içinde inanılmaz miktarda bakteriler
vardır ve bazıları birçok yararlı işlev yaparak
yaşamamıza yardımcı olmaktadır. Birlikte
yaşadığımız bu mikroplar insanlar için öldürücü birer
biyolojik silaha dönüşebilirler. Özellikle 5G ve 6G teknolojilerinde
kullanılacak mikrodalga frekans band genişliği inanılmaz
büyük boyuttadır. Bu durum insan sağlığı için çok daha
tehlikeli boyuta gelmektedir.
5G ile 6G
teknolojileri, mobil algılama ve otomasyon sistemlerinin ihtiyaç
duyacağı veri haberleşmesini desteklemektedirler. Bu
teknolojiler için 2 frekans bölgesi tanımlanmıştır: Alt
frekans bölgesi: 2GHz ile 6GHz arasında, üst frekans bölgesi ise 24GHz ile
80GHz arasındadır. Görüldüğü üzere 5G
taşıyıcı frekansları son derece yüksek frekans
bandları içermektedir. Amaç çok yükek hızlarda veri transfer edebilmektir.
Uzak mesafe dediğimiz 10km ye kadarki baz istasyonları ile
iletişimde alt frekans bölgesi kullanılacaktır.
Yakın
gelecekte 5G nin üst frekans bölgesi yakın mesafede makinelerin birbirleri
ile haberleşmesinde çok yoğun kullanılacaktır. Şu an
80GHz frekans bandı savaş uçaklarının havada birbirleri ile
haberleşmesinde kullanılmaktadır. Böylece yerden ya da uzaydan
bu uçakların haberleştikleri verilere erişim
imkansızlaşmaktadır. Çünkü elektromanyetik dalgalar
yayılırken yol ile çalışma frekanslarının çarpımın
karesi oranında zayıflamaktadır, [d(m) x f(Hz)]2.
5G için
tahsis edilen frekans bandlarında yolda şoförsüz arabalar ve evinizde
tüm akıllı ev aletleri birbirleri ile haberleşecekler. Evde
yardımcı robotlarınız olacak. Robot yemek pişirecek,
ortalığı düzeltecek, kahve yapıp getirecek. Misafirleriniz
gelirse onları çok iyi tanıyor olacak, sizin
hastalıklarınızı iyi bilecek. Anlayacağınız
tüm stratejik bilgileriniz robotunuzda kayıtlı olacak, aynı
zamanda sizi ait tüm strajik öneme sahip bilgiler, veri tabanında
başka bir yerde de kayıtlı olacak, diğer bir anlatımla
başka birilerinin kontrolünde olacak. Nano boyutlarda akıllı
robotlar çok yakında görünmeyen yerlerde dolaşıyor olacak,
sürekli çevrelerini gözetleyecekler ve gerektiğinde müdahale edecekler. Uzaydaki
gök taşlarında, maden sahalarında, yeraltı dehlizlerde
robotlar çalışır olacaktır. Bu nedenle
etrafımızda çok fazla birbirleri ile kablosuz haberleşen gezgin
akıllı makineler görünür olacaktır. Bu sistemlerin tümü 5G ve 6G
kablosuz haberleşme sistemlerini ve frekanslarını kullanacaklardır.
Tahsis
edilen frekans bandlarının insan sağlığına
etkisini daha iyi anlayabilmek için elektromanyetik yayınımın
bilinmesi gerekmektedir. Radyasyon da denilen elektromanyetik yayınım,
dalga ve parçacık olarak
yayınım yapan enerjidir. Foton, elektromanyetik alanın kuantumu,
ışığın temel "birimi" ve tüm elektromanyetik
ışınların kalıbı olan temel
parçacıktır. Foton ayrıca elektromanyetik dalganın kuvvet
taşıyıcısıdır. Foton hem dalga hem de
parçacık özelliği gösterir. Antenlerdeki etkin ışıma
alanı, foton enerjisinin yoğunlaştığı hacimsel
bölgedir.
X ve Gamma ışınları; alfa ve beta
parçacıkları ve nötronlar iyonlaştırıcı
radyasyonlardır ve tüm canlılar için zararlı olabilecek
radyasyon çeşitleridir. İnsan hücrelerinin değişimine neden
oldukları, kanser oluşturdukları ve kromozomları
değiştirdikleri için tehlikelidir. İyonize olmayan dalgalar ise
Radyo dalgaları, Mikrodalga, Kızıl ötesi ışık,
Görünen ışık, ve Morötesi ışık olarak
sıralanır. İyonize olmayan dalgalardan mikrodalgalar günümüzde çok
yoğun olarak kullanılmaktadır. Mikrodalgalar girdikleri dokulara
enerjilerini aktararak ısısını arttırır ya da
hücre zarlarının çalışma biçimini değiştirirler.
Mikrodalga cihazlarının taşıyıcı
frekansları, vücut ve çevre sağlığına olumsuz etkiler
yaratabilmektedir. Oluşabilecek sağlık problemleri; stres, mide
bulantısı, halsizlik, beyin rahatsızlıkları, el ya da
ayak refleks bozuklukları vs. olarak sıralanmaktadır. İnsan derisinde ya da organlarındaki
hücrelerde uzaktan mikrodalga ile ısısal değişiklikler
oluşturma üzerine yoğun çalışmalar yapılmaktadır.
Canlıların hücreleri veya dokuları anlık
uyarıldığında
istenmeyen değişiklik olarak algılamakta ve buna
karşı tepki vermektedir.
İnsan
beynine yönlendirilmiş elektromanyetik enerji ile davranış
değişikliği oluşturma ya da zihin okuma kesinlikle
laboratuvar ortamını gerekli kılmaktadır. İnsan
beyninin yaydığı sesler, ısısal değişimler,
elektromanyetik dalgalar ile düşüncenin okunması gibi
araştırma alanları laboratuvar ortamlarında mümkün
olabilmektedir. İnsan beyni ile makinenin, insan beyninin diğer insan
beyni arasında haberleşme üzerine araştırma ve
geliştirme faaliyetleri devam etmektedir. Elektromanyetik dalgalar ile
duyusal algılamaları değiştirme üzerine yapılan
çaışmalar ilgi çekmektedir.
Mikrodalga
bölgesine ait frekans aralığı 300 MHz -300 GHz arasına
karşılık gelir, dalga
boyu aralığı ise 1 m 1 mm arasında
değişmektedir. 300MHz ile 10GHz arasındaki mikrodalga
frekanslarının oluşturduğu
elektromanyetik alana maruz kalan vücudun emdiği enerji
oranının ölçülmesinde spesifik soğurma oranı (SAR)
kullanılır. 70kg ağırlığında bir kişinin
hareketsiz durumda 80 watta eşdeğer enerji tükettiği var sayılır.
Standartlar 30 dakika boyunca Elektromanyetik dalgalara maruz kalan doku ve
organların sıcaklığının 1 derece
artmasını risk olarak belirtmektedir. Bu da 4Watt/Kga
karşılık düşer. Bu nedenle SAR limitlerinin 10gram dokudaki
ortalama değeri 2W/kg olarak kabul edilir. 10GHz in üzerindeki elektromanyetik alanlarda
ise mW/cm2 kullanılır. Elektromanyetik güç
yoğunluğuna 6 dakikadan fazla kalınan ortamlarda maruz
kalınabilecek güç yoğunluğunun çalışma ortamları
için 5mW/cm2 ve genel ortamlar için 1mW/cm2den küçük
olması standartlarca önerilmektedir.
Mikrodalga
aynı zamanda kanser tedavisinde kullanılmaktadır. Günümüzde dezenfeksiyon amacıyla
mikrodalga tıp alanında, özellikle diş hekimliğinde metal
aletler, protezler ve benzeri materyalin dezenfeksiyonunda, ayrıca
yumuşak kontakt lenslerin dezenfeksiyonunda kullanılmaktadır.
Mikrodalga kazanlarında hastane atıklarının dezenfeksiyonu
yapılabilmektedir. Gıdalardaki kontaminan mikroorganizma sayısını
azaltmak için mikrodalga kullanılmaktadır. Mikrodalga ile
sterilizasyon henüz ideal bir yöntem değildir, sadece yüksek düzey
dezenfeksiyon aracı olarak kullanılabilmektedir.
Mikrodalga
fırınlarda 2.45GHZ'lik bir elektromanyetik dalga üreten birkaçyüz
Watt'lık magnetronlar kullanılır. 2.45 Ghz, su moleküllerinin rezonans
frekansıdır. Bunun sonucu olarak 2.45 Ghz'lik mikrodalga
ışıma en çok su tarafından emilecektir. Çoğu yiyecek
de su içerdiğinden ısınacaktır. Mikrodalga
frekansları, başlıca su olmak üzere bazı maddeler
tarafından emilirler, dalgalar, bu maddelerin moleküllerini ya da
hücrelerini atomik devinime uğratarak mikrodalga enerjiyi ısıya
dönüştürürler. Bu nedenle içinde daha çok su molekülü taşıyan
besinler daha hızlı pişer. Mikrodalga çoğu plastik,
cam ve porselen tarafından emilmez, metaller tarafından
yansıtılırlar. Mikrodalga fırınlarına metal
malzemeler koyulmamasının nedeni de bundan kaynaklanmaktadır. Ayrıca fırının içinde
ısınacak yeterince malzeme yok iken metal eşya fırın
çeperine yaklaşırsa arada kıvılcım atlaması
yapıp fırına ve eşyaya zarar verebilir.
Koronavirüs
yada COVID-19 içerisinde barındırdığı genetik materyal
(genom) pozitif polariteli, tek iplikçikli RNA'dan oluşur ve etrafı
yağ tabakası ile kaplıdır. Bugüne kadar tespit edilmiş
en büyük RNA genomuna sahip virüslerdir, 30 kilobazdan büyük bir uzunluğa
sahiptir. 125 nanometre büyüklüğe sahip olan virüsün en belirgin
özelliği etrafındaki değneğe benzeyen çıkıntılarıdır.
Bu özelliğiyle mikroskop altında güneşin taç küresine
benzediği için koronavirüs adını almıştır.
Korona
virüsünün hareket alanları analiz edildiğinde havada yayılma,
yüzeye yapışma, nefes borusundan akciğere yolculuk, orada
yerleşme, çoğalma aktivitleri gözlenmektedir. Etrafı yağ
tabakası ile kaplı Covid-19
korona virüsü nanometrik çaplı oldukları görülüyor. Güneş
ışıkları nanometik dalga boyunda olduğundan
ısısı bu virüslerin yüzeylerdeki yağı eritmektedir. Bu
durumda mikrodalga enerji ile de ısıtılan yüzeylerdeki korona
virüsün etrafındaki yağ eritebilir. Böylese korona virüsü ortadan
kalkar.
Douç olarak
mikrodalga enerji, dokularda ısısal bir takım hassasiyetler
konusunda etkiler yarattığı bilinmektedir. Bu hassasiyetin neden
olduğu olumsuzluklar, insan ve çevre sağlığına olan
etkileri tam olarak analiz edilmeden, önleyici tebdirler alınmadan 5G ve
6G teknolojilerine ait frekans bandlarının hoyratca
kullanılması risklidir.
Öte yandan
5G ve 6G mobil haberleşme sistemlerini kullanacak akıllı
makinelerin pazarı inanılmaz devasa boyutta olacaktır. Şu
an bu teknolojilere ait sistemler deneme amaçlıdır. Belirli alanlarda
sınırlı frekanslarda kullanılmaktadır. Bu haberleşme teknolojileri ilgili
üretilen iddiaların bu pazarın paylaşılması üzerine
yaşanan savaşın yansıması olarak görülmesi gerekir.